sen bu kuruma ne katabilirsin?
- bir katalizör gibi çalışarak sistem sinerjisinin arttırılmasında operasyonların ölçülebilir hale getirilmesi ve geri besleme faaliyetlerinde elde edilen bulguların değerlendirilmesi süreçlerinde istatistiklerin kategorize edilmesi, ayrıca beyin fırtınası çalışmalarında ortaya çıkan fikirlerin doğrusal programlama analizlerinin yapılması vasıtasıyla verimliliğinin yükseltilmesi...
- ha?
-pek rahat bir insana benziyorsunuz.. bizi ciddiye almadığınızı veya bu konuda çok uzman olduğunuzu düşünebilirmiyiz sizce?
-hepinizi çıplak düşündüğümden böyleyim yoksa çalışıp yapıcam bi şekilde, bakıcaz...
işverecek: " peki size neden güvenelim bu işi yapabileceğinize dair..."
işalacak:"!?! siz şu konumda kimseye güvenemezsiniz, deneyip-göreceksiniz"
(bunu diyen kişi işe alındı)
-ehh peki ücret olarak ne istersiniz, kafanızda ne var?
-1000$
-ama çok fazla o..
-peki 200 milyon da olabilir..
soru : şu andaki işinizden neden ayrılmak istiyorsunuz?
cevap :çalıştığım yerde gelebileceğim en üst noktaya geldim. artık kendimi tekrarlamaya başladığımı ve şirkete de katkımın azaldığını düşündüğüm için ayrılmak istiyorum. (daha çok para istiyom ben daha çok daha...)
işverüz : kendinizi bir iki kısa cümleyle tanımlarmısınız ?
aday : tanımlayamam , böyle bi soruya hazırlık yapmadım
-"işim, ailem, ülkem, ben" bir sıraya koyarmısınız..
-para para para..
-bilgisayar kullanmayı biliyor musunuz
-evet ileri derece..
- peki o zaman her gün tozunu alırsınız.(?)
( human resources şirketlerinden biriyle yapılan bir görüşme )
işgeren : hmm ingilizceniz için iyi seviyede yazmışşınız , let's have a short conversation than . tell me about yourself
işkovalayan : this is ridiculous , ask me about my skills
işgeren : hmm
işkovalayan : hmm
- siz de 1 milyar istediniz, herkes 1 milyar istiyor bu iş için, neden acaba?
- eöö ben emin değildim ücretleri bilen bi arkadaşa sordum o 1 milyar iste dedi o yüzden öyle dedim ben de...
(o ana kadar süper gitmeme rağmen bu öküzlüğün ardından işi alamadım doğal olarak... )
- dünya sadece siyah ve beyaz renklerden oluşsaydı, sizce neler değişirdi?
- şu saçma morcivert kravatınızı takmamış olurdunuz..
- -neden bizim işyerimizde çalışmak istiyorsunuz?
-evime yakın olduğu için.
- ingilizce metinlerden çeviri yapabilir misiniz ?
- ah evet, tabii eğer o metni =james+joyce yazmamışsa.
- ahhaha o zaman edebiyatı da yakından takip ettiğinizi not alabilirim.
(not almaktan çok ismimin üzerinin çizilmesine benzer bir kalem hareketi.. bunu söylememeliydim, bunu söylememeliydim.)
işveren: neden aliminyum boru ve kontraplak sektörü? sizi bu sektöre çeken nedir?
aday: aliminyum kontraplaklar küçüklüğümden beri benim hayatımın anlamıdır çünkü. hayatımı kontraplaklar arasında geçirmek, burada sabahlamak, kontraplaklarla gülmek ağlamak ve bu işi yaparken ölmek istiyorum !!
işveren: (!! vay be.... ! ?? ! )
işveren: neden aliminyum boru ve kontraplak sektörü? sizi bu sektöre çeken nedir?
aday: eşşek
işveren: efendim?
aday: hiç yok bişey, sigara içebilir miyim?
işveren: pekii şirketimize neler katabilirsiniz?..
aday: neşe katarım !.
işverecek: geç kaldınız?
işalacak: hı hı evet. asansörü kaçırdım
-boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
-değerlendirilen zaman boş zaman değildir. (yaşanmıştır, işi alamadım o ayrı)
işveren: şu aralar en çok hangi şarkıları dinliyorsunuz?
işalan:niye söyletecek misiniz?
takım çalışmasına inanır mısınız?
-inanmam.
hangi takımlısınız?
- beşiktaş.
- peki yakamdaki fenerbahçe rozetini görmüyor musunuz?
- görüyorum.
- ama ben şimdi sizi direk işe almam (şakacı ifade)
- almazsan alma lan, çekeriz emaneti ..keriz adaleti ....
- peki gerçek hayatta bu durum başınıza gelse hangi yatırım aracını şeçerdiniz kalaşnikof bey?
- ikisini de şeçmezdim
- peki ne şeçerdiniz.
- valla yarış atı satın alırdım hayvan gibi para var.
özgeçmişinizi inceledim. bizim sektörden ziyade, filanca sektörde şansınız daha fazla olabilir. neden bizim firmaya başvurdunuz ?
- keyif benim değil mi, canım nerde isterse orda çalışırım.
- hemen sinirlenmeyin. mülakatlarda sivri cevaplar doğru mu sizce?
- vermeye gönlün yoksa, almaya da çağırmayacaksın.
- gerçekleştirdiğiniz en büyük başarı?
- bu noktaya kadar size tahammül etmek...
- vardiyalı çalışabilir misiniz?
- evet, ama sadece gündüz vardiyasında çalışmak istiyorum
karşıdaki esprili birine benzemektedir. mülakata kot pantalon ve t-shirt ile gidilir, ilk soru standarttır
- burası bir satış şirketi. mülakata böyle geldiyseniz müşteriye nasıl gideceksiniz?
- mülakatta benim zekamı, yeteneklerimi, sosyalliğimi, iş bilgimi ölçeceğinizi zannetmiştim. ben bunları kravatımda veya pantalonumun cebinde taşımam ki, burada taşırım (kafa gösterilir. karşı taraf kravat ve pantalon sahibi bir genel müdür olarak biraz gerilir).
- kurallara aykırı olmayı seven bir kişisiniz galiba?
- kuralları kimin koyduğuna kuralların kendisinden daha çok dikkat ederim diyelim. sizce mülakata gelirken takım elbise giyme kuralını kim koymuştur? her şeyden anladığını düşünen ukala bir amerikalı işletme "uzman" 'ı olmasın sakın?
(iş alınır, güzel güzel de çalışılır.)
banka personel genel müdür yardımcısı mülakata alır:
my-çocuk yapmayı düşünüyor musunuz, malum bayansınız.
mm-hayır düşünmüyorum.
my-malum bayansınız, istersiniz bir ara?
mm-eşimle şimdilik düşünmüyoruz beyefendi.
my-olur mu, hayatın neşe kaynağı onlar.. bakın bende üç tane var. siz de ileride istersiniz. malum bayansınız.
mm-oldu olacak sevişelim, üreyelim, bitsin bu mülakat isterseniz.
kendinizde en beğendiğiniz ve en beğenmediğiniz özelliğiniz nedir?
- en beğenmediğim iş görüşmelerinde salak soru soranları makinalı tüfekle taramam!!
- hımmm